Varlık Fonu Genel Müdürü’nden ‘huzur hakkı’ açıklaması

Posted by

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, bugün Türkiye Varlık Fonu Yönetim Anonim Şirketi ile Türkiye Varlık Fonu’nun 2022 Yılı Mali Tabloları ve Faaliyetleri ile İlgili Denetim Raporları’nın Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi’nin görüşülmesi bugün yapıldı.

Komisyon üyesi milletvekilerinin konuşmalarının ardından Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Salim Arda Ermut, kendisine yöneltilen sorulara ve değerlendirmelere yönelik açıklama yaptı. Ermut’un açıklamasında öne çıkanlar şöyle:

“Türkiye Varlık Fonu arasında ‘varlığa dayalı kalkınma fonu’ olarak tanımlanan fonların kategorisine girmekte. Borçlanma programı da yatırım ihtiyaçları ve nakit akışına göre şekillenmektedir. Türkiye Varlık Fonu temin ettiği finansmanı sadece yatırımları için kullanmakta olup herhangi bir paralel bütçeyi ya da devletin bütçesini fonlama misyonu bulunmamaktadır; malumunuz olduğu üzere, Hazine bu görevi yürütmektedir. Varlık Fonunun temel amacı Türkiye Cumhuriyeti’nin sermaye yatırımcısı olan bu platformun gün geçtikçe kurumsallığını artırması ve bununla birlikte özellikle devletin girişimci statüsünü öne çıkaran bir yapı sunmasını sağlamaktır.

“MTA’DAN ELDE ETTİĞİ VERİLERE GÖRE ÇALIŞMALARINI YOĞUNLAŞTIRIYOR”

‘Maden AŞ kurulmuş ama MTA gibi kurumlarımız var. Neden böyle bir şeye gerek duyuldu?’ diye bir sorusu vardı. Maden Tetkik ve Arama görev alanı itibarıyla maden aramacılığı yapmaktan sorumludur. Eğer arama çalışmaları sonucu bir maden varlığı tespit edilirse söz konusu varlığın yeryüzüne çıkartılıp üretilmesinin de fizibilite olup olmasının, ticarileştirilip ticarileştirilmesinin mümkün olup olmadığının tespiti, kurulacak tesisin tipi, finansmanı gibi hususlar farklı uzmanlıklar gerektirmektedir. Aslında Maden AŞ kamu adına hareket eden bir seviyede, yani MTA’dan elde ettiği verilere göre çalışmalarını yoğunlaştırıp oradaki değeri aslında gerçekten ortaya koyan bir şirket mantığıyla çalışan bir yapı. Dolayısıyla aslında yetki ve sorumlulukları o anlamda farklılaşmış oluyor. Zaten birbirlerini tamamlayıcı ve uyumlu bir şekilde çalışmaktalar.

“BORÇLANDIRMA GERÇEKLEŞTİRMEMİŞTİR”

Fonumuz bugüne kadar yürütmüş olduğu işlemlerin hiçbirinde uhdesindeki kurumların teminat gösterilmesi veya herhangi bir varlığın üzerinde ipotek tesis edilmesi suretiyle borçlandırma gerçekleştirmemiştir. Türkiye Varlık Fonunun amacı portföydeki yer alan kuruluşların ve varlıkların teminat gösterilerek finansman sağlaması değil, aksine bu kuruluşların ve varlıklarının değerlerinin verimli bir şekilde artırılması yani stratejik varlıkların oluşumuna katkıda bulunmasıdır.

“KAMU BANKALARININ KREDİ VERME POLİTİKALARINA MÜDAHİL OLMAMAKTADIR”

Totalde, söylediğiniz gibi yaklaşık 111,7 milyar TL tutarında ila ve güçlendirme yapıldı. Tabii, özellikle küresel bankaların küresel piyasadaki dalgalanmalara karşı daha güçlü hâle gelmesi amaçlı. Takdir edersiniz pandemi ve sonrası etkilerin bankacılık sistemini ve genel itibarıyla finansal sistemi zorladığı bir dönem olduğu için sistem ik bir risk oluşmaması adına Varlık Fonu da üzerine düşen görevi görmesi adına böyle bir katkı yapıldı. Finansal piyasalarda iyileşme ve derinleşmeyi desteklemek misyonuyla uyumlu ve ülke ekonomisine katkı sunan, ekonomik büyümeyi destekleyen proje olarak hayata geçirilmiştir. Takdir edersiniz, bu sermaye artışı sonrası kaynakların nasıl kullanıldığıyla ilgili Türkiye Varlık Fonu kamu bankalarının kredi verme politikalarına müdahil olmamaktadır.

“YÖNETİM KURULU ÜYELERİ HUZUR HAKKI ALMIYOR”

Biz, Cumhurbaşkanımızın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu, 2018’deki Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminden sonra Yönetim Kurulu’nun değiştiği dönem itibarıyla kamuya da açıklandı, toplantıda karar verildi, Yönetim Kurulu üyeleri huzur hakkı almamaktadır.

“300 MİLYON DOLARLIK O TEKNOLOJİ FONU BIR BORÇ OLARAK YAPILMAK ÜZERE DEĞİL”

300 milyon dolarlık o teknoloji fonu bir borç olarak yapılmak üzere değil, orada öngörülen iki devlet fonu da 150’şer milyon dolar katkıda bulunup 300 milyon dolarlık toplam bir fon oluşturacak. Dolayısıyla, orada bir borçlanma şeklinde değil de o ortak iki kurumun beraber kuracağı bir fon şeklinde olacak. Orada bizim açımızdan , katma değer açısından güzel yanı Türkiye ‘deki tamamen teknoloji yatırımlarına yapılacak bir fon dolayısıyla uluslararası doğrudan yatırımlar açısından da kullanmayı planlıyoruz.”

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir